Used to

Used to
‘Used to’ geçmişe ilişkin alışkanlık ifade eder ve bu geçmiş hareket veya durumun şimdi devam etmediğini vurgular.
Örnekler
Olumlu
Serap used to work for the government.
Serap hükümette çalışırdı.
Olumsuz
There didn’t use to be any duck in Lake Gölbaşı.
Gölbaşı gölünde hiç ördek yoktu.
Soru
Did there use to be a building here?
Burada bina var mıydı?
Used To
“Used to” konu anlatımı ile hem olumlu, hem olumsuz hem de soru hallerinin nasıl kullanıldığını sizler için özetledik.
USED TO Kullanımı
Geçmişte sürekli olarak yapılan ama artık yapılmayan eylemleri ya da alışkanlıkları ifade ederken used to kalıbını kullanıyoruz.
Formül;
Özne+ used to + fiil
Örnekler;
When he was an alcoholic, he used to beg for a drink.
(O bir alkol bağımlısıyken, içki için yalvarırdı.)
The poor people in the village used to rely on his benevolence.
(Köydeki fakir insanlar onun yardımlarına güvenirdi.)
My family used to live in that old house once upon a time.
(Ailem bir zamanlar o eski evde kalırdı. = Şimdi başka evde kalıyor.)
I used to grind my teeth when I got angry during my childhood.
(Çocukluğumda, sinirlendiğimde dişlerimi gıcırdatırdım.= Ancak şimdi yapmıyorum.)
I used to play basketball. (I don’t play anymore.)
(Eskiden basketbol oynardım. (Yani artık oynamıyorum.)
He used to smoke a lot. (He doesn’t smoke now/anymore.)
(Eskiden çok sigara içerdi.(Şimdi/Artık içmiyor.)
Used to kalıbı ile kurulan cümleleri olumsuz cümleye çevirmek için ‘used to’ ifadesinden önce didn’t, olumsuz ve soru cümlelerini yaparken ‘used to’ ifadesindeki ‘d’ harfi çıkarılır.
Olumsuz (Negative)
I
didn’t use to
Fiil (Yalın hali)
You
We
They
He
She
It
Örnekler;
She didn’t use to smoke, but she does now.
(Eskiden sigara içmezdi, ama şimdi içiyor.)
Ayşe and her friend didn’t use to talk with each other.
(Ayşe ve arkadaşı birbirleri ile konuşmazdı.)
She didn’t use to eat apples.
(O elma yemezdi.)
She didn’t use to live in İstanbul 10 years ago.
(10 yıl önce İstanbul’da yaşamıyordu.)
Soru (Question)
Did
I
Use To
You
We
They
He
She
It
Örnekler;
Did you use to smoke when you were very young?
(Çok gençken sigara içer miydin?)
Did you use to drink milk a lot?
(Eskiden çok süt içer miydin?)
Where did you use to live?
(Nerede yaşıyordun?)
Did he use to prepare breakfast?
(O kahvaltı hazırlar mıydı?)
BE USED TO (Alışık Olmak)
Bu yapı “ used to + V1” aksine “alışkanlık” ifade eder. Yani, şuanda yapıldığını gösterir. Kendisinden sonra mutlaka isim alır.
Formül;
Özne + be used to + Ving
Örnekler;
I was used to waiting for hours to see my doctor.
(Doktorumu görmek için saatlerce beklemeye alışıktım.)
I am used to getting up early.
(Ben erken kalkmaya alıştım.)
Some students aren’t used to the snow and ice in Sivas.
(Bazı öğrenciler Sivas’taki fırtına ve kara alışkın değiller.)
Women in Anatolia are used to getting up early every day.
(Anadolu’daki kadınlar her gün erken kalkmaya alışkınlar.)
Are you used to driving your car fast?
(Arabanızı hızlı sürmeye alışık mısınız?)
I’m used to running fast.
(Hızlı koşmaya alışkınım.)
GET USED TO (Alışmak)
Yeni yeni alışılmaya başlayan olaylarda kullanılır. Bir şeye alışmak eylemini ifade eder.
Formül;
Özne + get used to + Ving
Örnekler;
He is getting used to learning how to drive a car.
(Araba sürmesini gittikçe öğreniyor.)
They are getting used to learning how to reply to my questions in English.
(İngilizce sorularıma cevap vermeye gittikçe alışıyorlar.)
You will get used to the noise soon.
(Kısa süre sonra bu gürültüye alışacaksın.)
I never got used to shaking hands with people all the time when I lived there.
(Orada yaşarken durmadan insanlarla el sıkışmaya alışamadım.)
I’m getting used to smoking nowadays owing to stress and strains in my business life.
(İş hayatındaki stres ve gerginlikler yüzünden son zamanlarda sigara içmeye alışıyorum.)