İçeriğe geç

İngilizce Atasözleri

İngilizce Atasözleri

İngilizce Atasözleri

İngilizce Atasözleri

Her kültür hayat üzerine söylenmiş güzel sözlere ve tavsiyelere sahiptir. Bu sözlere atasözleri denir. Atasözleri ve deyimler bir ülkenin kültürüne dair en önemli ipuçlarıdır. Her kültürde olduğu gibi İngilizcede de özlü sözler vardır ve dili öğrenirken günlük hayatta çok sık kullanılan tabirleri ve atasözlerini bilmek önemlidir. Türkçe’de atasözleri olarak geçen bu cümleler İngilizce’de “proverbs” olarak adlandırılır.

İngilizce de yaygın olarak kullanılan atasözlerini ve ne anlama geldiklerini aşağıda özetledik.

“You can’t judge a book by its cover.”

Anlamı : Kimseyi dış görünüşüne göre yargılayamazsın.prejudice

“You can’t make an omelette without breaking some eggs first.”

Anlamı : Yumurtaları kırmadan omlet yapamazsın. Yani bazen bazı şeyleri başarmak için birilerini incitmek ya da kırmak zorunda kalabiliriz. Yumurta kırmadan omlet yapamazsın

“A leopard can’t change its spots.”

Anlamı : Huylu huyundan vazgeçmez. Can çıkar huy çıkmaz. “bir huy, alışkanlık edinmiş kişiyi bu huyundan, alışkanlığından vazgeçirmek için ne denli uğraşılsa boştur, insanın huyu değişmez” anlamında söylenir.A leopard can’t change its spots

“Every cloud has a silver lining.”

Anlamı : Her şeyde/işte bir hayır vardır. “olan biten her işi, başka biçime sokmak elimizde olmadığına göre, iyiye yormak gerekir, bu insanı kötümser olmaktan kurtarır” anlamında söylenir. Every cloud has a silver lining

“The grass is always greener on the other side of the fence.”

Anlamı : İnsanlar sahip olmadıkları şeyleri gözlerinde büyütür ve daha çok isterler. Davulun sesi uzaktan hoş gelir. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.Davulun sesi uzaktan hoş gelir

“Two wrongs don’t make a right.”

Anlamı : İki yanlış bir doğru etmez. Yani size kötü şeyler yaptığı için birisinden intikam almaya çalışmanın yalnızca daha fazla kötü şey yaşamanıza neden olacağını söyler.two wrongs dont make a right

“The pen is mightier than the sword.”

Anlamı : Kalem kılıçtan keskindir. Yazı gücünün, bilginin, düşünce gücünün, kaba kuvvetten daha ezici bir güç olduğunu vurgular.Kalem kılıçtan keskindir

“When in Rome, do as the Romans.”

Anlamı : “Romadayken, bir romalı gibi yap.” Daha çok yurtdışına çıkıldığında, farklı yaşayan insanlarla karşılaşıldığı zaman, oraya ayak uydurmak ve onlar nasıl yaşıyorsa öyle yaşamak anlamında kullanılan söz.when in rome do as the rome

“The squeaky wheel gets the grease.”

Anlamı : “Gıcırtılı tekerlek yağ alır.” Eğer bir şey hakkında şikâyetçi olursanız daha iyi bir hizmet alabilirsiniz. Eğer sabırla beklerseniz, kimse size yardımcı olmayacaktır. Türkçe de daha çok “Ağlamayan çocuğa meme vermezler.” şeklinde kullanılır.Tekerlek yağlamak

“Fortune favors the bold.”

Anlamı : Şans cesur olandan yanadır. Cesurca istediklerinin peşinden giden insanlar, güvenli bir şekilde yaşamaya çalışan insanlardan daha başarılıdır.şans cesurdan yanadır

“Hope for the best, but prepare for the worst.”

Anlamı : En iyiyi umut et ama en kötüsü için de hazırlıklı ol.Her zaman bir b planın olmalı

“Better late than never.”

Anlamı : Geç olsun güç olmasın. Amaca geç ulaşmak, hiç ulaşamamaktan daha iyidir. better late than never

“Birds of a feather flock together.”

Anlamı : İt ulur, birbirini bulur. Tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş. İnsanlar kendilerine benzeyen kişilerle beraber vakit geçirirler.Birds of a feather flock together

“Keep your friends close and your enemies closer.”

Anlamı : Dostlarını yakın, düşmanlarını daha yakın tut. Eğer bir düşmanınız varsa ona açık bir savaş ilan etmektense, arkadaşınız gibi davranın. Bu sayede sizin için ne planladıklarını öğrenebilirsiniz.Keep your friends

“The early bird catches the worm.”

Anlamı : Erken kalkan yol alır. Yapacakları işe erken girişenler kazançlı olurlar, işlerinde ilerlerler.

You can’t teach an old dog new tricks. Yaşlı bir köpeğe yeni numaralar öğretemezsin.

Don’t bite off more than you can chew. Çiğneyebileceğinizden fazlasını ısırmayın.

Two wrongs don’t make a right. İki yanlış bir doğru etmez.

One man’s trash is another man’s treasure. Bir adamın çöpü bir diğerinin hazinesidir.

Fortune favours the bold. Şans cesurlardan yanadır.

Don’t bite the hand that feeds you. Seni besleyen eli ısırma.

The pen is mightier than the sword. Kalem kılıçtan keskindir.

A bad workman always blames his tools. Kötü bir işçi her zaman aletlerini suçlar.

Where there’s a will, there’s a way. Bir iradenin olduğu yerde, bir yol vardır.

Don’t judge a book by its cover. Bir kitabı kapağına göre yargılamayın.

Where there’s smoke, there’s fire. Dumanın olduğu yerde ateş vardır.

A rolling stone gathers no moss. Yuvarlanan taş yosun tutmaz.

Half a loaf is better than no bread. Yarım ekmek, hiç ekmek olmamasından iyidir.

Two cunning men will not try to make a dupe of each other. İki cambaz aynı ipte oynamaz.

Talk of the devil and you’ll see his hoofs. İti an çomağı hazırla.

Beauty is in the eye of the beholder. Güzellik bakanın gözündedir.

A friend in need is a friend indeed. Dost kara günde belli olur.

A change is as good as a rest. Tebdili mekanda hayır vardır.

Don’t teach your grandmother to suck eggs. Tereciye tere satılmaz.

A picture is worth a thousand words. Bir resim, bin söze bedeldir.

Cleanliness is next to godliness. Temizlik imandan gelir.

A picture is worth a thousand words. Bir resim, bin söze bedeldir.

Speech is silver, but silence is gold. Söz gümüşse sükut altındır.

The early bird gets the worm. Sona kalan dona kalır.

Keep your friends close and your enemies closer. Dostlarını yakın, düşmanlarını daha yakın tut.

He that laughs last laughs best. Son gülen iyi güler.

Never look a gift horse in the mouth. Hediye atın dişlerine asla bakma.

Once burnt twice shy. Sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer.

İngilizce Atasözleri

Good words are worth much, and cost little. Tatlı söz yılanı deliğinden çıkarır.

İngilizce Atasözleri Throw out a sprat to catch a mackerel. Kaz gelecek yerden tavuk esirgenmez.

You can lead a horse to water, but you can’t make him drink. Bir atı suya götürebilirsin, ama içmesini sağlayamazsın.

All his geese are swans. Karga yavrusunu şahin görür.

Hope for the best, but prepare for the worst. En iyisini umut et ama en kötüsü için hazırlan.

As you make your bed, you lie on it. Kendi düşen ağlamaz.

Spare the rod and spoil the child. Kızını dövmeyen dizini döver.

The apples on the other side of the wall are the sweetest. Komşunun tavuğu komşuya kaz görünür.

People who live in glass houses should not throw stones. Camdan evlerde yaşayan insanlar taş fırlatmamalıdır.

Covards die many times before their deaths. Korkunun ecele faydası yoktur.

The grass is always greener on the other side of the hill. Tepenin diğer tarafında çim her zaman yeşildir.

The rotten apple injures its neighbours. Körle yatan şaşı kalkar.

Bad news travels fast. Kötü haber tez yayılır.

İngilizce Atasözleri

As you sow, so you shall reap. Ne ekersen onu biçersin.

Christmas come but once a year. Papaz bir kere pilav yer.

Who pays the piper calls the tune. Parayı veren düdüğü çalar.

The squeaky wheel gets the grease. Gıcırdayan teker yağı alır.

Everything comes to him who waits. Sabreden derviş muradına ermiş.

Don’t put all your eggs in one basket. Tüm yumurtalarını aynı sepete koyma.

All well that ends well. Sonu iyi biten her şey iyidir.

It’s not over until the fat lady sings. Dereyi görmeden paçaları sıvama.

An apple a day keeps the doctor away. Güneş girmeyen eve doktor girer.

Give a dog bad name and hang him. Adamın adı çıkacağına canı çıksın.

A quiet baby gets no suck. Ağlamayana meme yok.

Better late than never. Geç olsun güç olmasın.

Easy come, easy go. Haydan gelen huya gider.

Barking dog never bites. Havlayan köpek ısırmaz.

It never rains, but pours. Aksilikler hep üst üste gelir.

İngilizce Atasözleri

Your mother alone will be wail on you. Ağlarsa anam ağlar, gerisi yalan ağlar.

You can’t teach an old dog new tricks. Ağaç yaşken eğilir.

Save up something for a rainy day. Ak akçe kara gün içindir.

Every cloud has a silver lining. Her felakette bir hayır vardır.

All that glitters isn’t gold. Her sakallıyı deden sanma.

Man make houses, women make homes. Yuvayı dişi kuş yapar.

Better lose the saddle than the horse. Zararın neresinden dönülürse kardır.

One man’s trash is another man’s treasure. Birinin çöpü diğerinin hazinesidir.

Cheats never prosper. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar.

Too many cooks spoil the broth. Horozu çok olan köyde sabah erken olur.

If you can’t beat ’em, join ’em. Eğer yenemiyorsan, onlara katıl.

All good things must come to an end. Her iyi şeyin bir sonu olmalıdır.

Easy come, easy go. Kolay gelen, kolay gider.

If it ain’t broke, don’t fix it. Kırık değilse, tamir etme.

Actions speak louder than words. Hareketler sözlerden daha yüksek sesle konuşur.

You can’t make an omelet without breaking a few eggs. Birkaç yumurta kırmadan omlet yapamazsın.

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: UYARI: Tüm ürünler patent enstitüsü tasarım tescillidir. İzinsiz kopyalanması , kullanılması ve satılması halinde uyarı gerektirmeksizin ASAL HUKUK DANIŞMANLIK yasal işlem başlatmaktadır.